Sevdayı inkara düştüm
Düşüp gönlümün peşine dolandım aşk vadisinde
Kara bahtın cilvesiyle vefâsız bir yâr’a düştüm. Huzur limanı diyerek sundum sinemi cömertçe Yâr dilinden yüreğimde bin bir çeşit yara, düştüm. Sevdâ sarhoşu gönlümün koştum peşinden çâresiz Gönlü başkasına meftûn yâr yüzlü ağyâr’a düştüm. Acı çeker her nefeste, aşk vurgunu yiyen kalbim Ecelim telinde diye varıp zülf-i yâr’a düştüm. Hâzanımı kışkırtarak özendirip nevbahâr’a Gönlümü dil-hûn eyleyen cilveli dil-dâr’a düştüm Sarp’a saran bu seferde sığınağım; sabr-ı cemil Bîçâreyim; aşk ufkunda ümit bitti, dar’a düştüm. Sevmekten suçlu bulundum yâr gönlünün kararında Sürgün yedim hasretlere, hüküm giyip dâr’a düştüm. Bâd-ı saba’dır diyerek kokladım yâr nefesini Ilgıt ılgıt eridiğim kor ateşe, hâr’a düştüm. Yâr sînesin sarmak için açıverdim kollarımı Bin nâz ile kaçıp gitti hüsranımı sara düştüm. Sancı çektim gece gündüz sevdâm hayat bulsun diye Gül bahçesi düşler iken onulmaz bir nâr’a düştüm. Tek sermayem sevgim idi, örselendi yâr elinde Geçmez akçe pula döndü, bitmez âh-u zâr’a düştüm. Şeyda bülbüller misali figân ettim yar bağında Dut yedirip lâl eyleyen bağbân-ı gülzâr’a düştüm. Kem talihim yüz vermedi şu sevda çölünde bana Vahâ yüzlü seraplarda cefâkâr şah mar’a düştüm. Sevdâ ile kanatlanmak okşamıştı yüreğimi Gizemine akıl ermez bir çetin esrâra düştüm. Yaz yağmuru bekliyordum sırılsıklam olmak için Duygularımı donduran amansız bir kar’a düştüm. Gül yüzlü rüya sanırdım yar uykusunda kendimi Bilmezdim ki gecesini örseleyen “kara düş” tüm. Kapısını çaldığımda kıpır kıpır gönlüm vardı Talan etti coşkuları derin bir efkâra düştüm. Aşkın yüzünü ağartan gönül olmaktı dileğim Tek yürekle kalakaldım, aşk’a “yüzüm kara” düştüm. Yusuf cevr etme kendine deyip sabrı kuşansam da Bir hal bilmez’in yüzünden sevdâyı inkar’a düştüm. Yusuf Akyüz |
gönül diyarından sevda ile yankılanan harika beyitler....
saygıdeğer şair dost kutlarım gönül güzelliklerinizi ve de seçkiyi...hoşgeldiniz yeniden...
sevgi saygı selamlarımla....