Sekerât-ı Aşk
…ve gecenin orta yerinde
dondu zaman. uyku serazat firari emir ferman tanımayan. gönlüm delişmen bir ırmak; özlem vadisinden kopup sana doğru çağlayan… bir hasret komasıdır yüreğimde sancılarla kıvrandığım. firak yangınlarıdır derununda alev alev yandığım. dilimde tesbih’dir adın hece hece, ilmik ilmik beni sana bağlayan. ve geceyi uyandıran sükûtumdur; içli bir sızı olup çaresizce ağlayan… belki de sırtını dönecek birazdan sabah, şafak selam vermeyecek, kahrımı çekmekten yorgun düşecek zaman. “öldüğünde sarhoştu” yazacaklar mezar taşıma. bilmeyecekler; baldıran içtiğimi elinden, bilmeyecekler ooy ölümsüz bir yürek taşıdığımı göğsümde; aşk od’uyla can özünü dağlayan… aşk’ın ve âşık’ın canını yakanlar yürümesin ardım sıra, bulunmasın makberimde. vuslat şiirleri okusun ruhuma aşk dervişleri fatiha eşliğinde. aşk’ın ve fâtihâ’nın âlî hatırı’na ölümün dirilten muştusu hatırı’na; mevlâm seni bana versin büyük gün geldiğinde. kaderin kaderim olsun dilerim ebediyet bağıyla yüreğimi bağlayan… âh! bî çâreyim yâr! elinden dar’a düştüm, kâbus oldu rüyalarım; sürgün yedim hasretlere hüküm giyip dâr’a düştüm. yetinmiyor aşk perisi yüreğimle, efsunlu parmaklarıyla kurcalar aklımı ha bire. korkum o ki yâr; adın dökülecek dilimden mecnûnca “rabbin kim?” dendiğinde… acı bana yüce rabbim, bir hal bilmez yâr’a düştüm, yâr dilinden yüreğimde bin bir çeşit yara, düştüm, bu çetin imtihanımda sabr-ı cemil ver gönlüme, gül bahçesi düşler iken onulmaz bir nâr’a düştüm. meczub kulum diye bakıp tebessüm et sözlerime, estağfirullah rabbiiim! tövbeeee!... istiğfarım kabul buyur, taşkınlığım affet rabbim, savrulmamı dindirecek sığınağım sensin benim. her sırrıma malik sensin, sensin onu mestur eden, yegâne sahibim sensin, senden uzak bir hiçim ben. ben bu gönül seferinde bir yûsuf’u bî çâreyim, sekerât-ı aşk’la mecnûn akl’ı yitik divaneyim. rahmetinle sıvazla da sükûna erdir kalbimi, kaçıp cümle heveslerden sen de bulayım kendimi. yoksa iki cihanda da helâkim olur günahım, beni bana bırakma ki; sonum hüsrandır Allâhım. yusuf’una merhamet et, tebessümle teveccüh et, senden gayrı yoktur kimsem, muhabbetinle mesrûr et… Yûsuf Akyüz |