ZÜMRÜT
Şakağımdaki kar mı, aklar neyin hazanı?
Şu serpilen sen misin saçlarıma be Zümrüt? Herbiri bir kristal vitrinimi süsleyen, Kırağı mı, çiğ misin baharıma be Zümrüt? Kaf dağının arkası sana yurtmuş diyorlar. Seni ölümsüz kılan bitmez dertmiş diyorlar. Üzerine bir yeşil örtü örtmüş diyorlar. Yüz mü döndün bitmeyen işmarıma be Zümrüt? Küllerinden doğurdun özümü küllerinden. Ab-u hayat meyiydi içtiğim ellerinden. Bir masal içindeki rengarenk güllerinden, Misk kokunla sebepsin zuhuruma be Zümrüt. Aşk denen bir deryada bak ölüm’ü öldürdün. Ferhat’a ışık oldun, Kamber’leri güldürdün. Sonsuzluğun içinde sınırları kaldırdın. Evvelimi can ettin ahirime be Zümrüt. Nefes denen şey varya hani şu anlık olan. O anlık alış veriş yaşam dense de yalan. Nefes değil insanı hayata bağlı kılan. Varlığın nefes gönül nehirime be Zümrüt. Mesut’um yüzyılların bitmeyen efsanesi. Zümrüt Anka aşkların kaf dağındaki sesi. Bir yanı hasret işte, bir yanı son nefesi. İn artık viran gönül şehirime be Zümrüt. Mesut ALTUNKAYNAK |
Sadece Zümrüt kelimesi ile şirin öznesine anlamakta yeterli nitelik taşımamaktadır ya düşündüm
Zümrüt sevgilinin ismi olabilir. Ama belki de bir mücevher olabilir. Belki Bir evladın belki küçük bir mahsum'un ismet'e olabilir
Ama Zümrüt bu kaliteli ve güzel şiiri öznesini ifade etmemiş
Daha büyük kaliteli başarılara ulaşmanız dileğiyle selamlar sunuyorum tarz üslup da şiirini dede saygımı az etmek isterdim