UYKU TULUMU
Kalıbım daraldı, gün gün sıkıştım,
Yeni ufuklardan yeni bir demet... Başımın üstünde dağıldı çatım, Ağaran saçlarım kime emanet? Yalnız, bir başına, gördüm güneşi, Yıldızlar küçülüp yok oldu sandım. Nasıl çözeceğim bu keşmekeşi? Soyut yaşamaktan heyhat, usandım! Deklanşöre bastım, aldığım kare, Bir diğer karenin hasta çocuğu. Aynı derde düştüm günde kaç kere, Kaç kere bitirdim bu yolculuğu! Bu yolculuk benim başa sarışım, Aklımla kalbimin kısır döngüsü, Bu yolculuk benim içim ve dışım, Arasında geçen harbin öncüsü. Sırt çantası, tüfek, süngerimsi met, Balistik yeleğim, çelik başlığım... Sahi, bütün yüküm bundan ibaret, Bundan, hafiflikle arkadaşlığım. İskeletsiz gövde ruhun azâbı, Bulmuyor şeklini baş ayrılmadan, Var olmak adına bu ızdırâbı, Bir daha istiyor bir kere tadan. Uyku tulumunun içi karanlık, Girdim sinesine görmemek için. Yaşamak kaygısı beni bir anlık, Ölümün sırtına bağladı, niçin? Madem kalıbımı kırmıyor zaman! Bari yol üstünden beni de alsın. Beraber geçelim gün ortasından, Geçelim, gecenin ömrü kısalsın. |