SESSİZ ÇIĞLIK
Ey sen! Bakışlarından kalbi süzülen sefil:
Kirlenmişe benzersin; hamam orda, tas orda! Gelecek gibi muğlak, geçmiş gibi çetrefil; Beslediğin ne varsa üzerine bas orda! Kaçma, kaçma kendinden; dolmuş halının altı! Süpürmek neye yarar, kalbinden kir akarken. İçinden, tâ içinden şeytanî bir karaltı, Senin nursuz yüzüne sırıtarak bakarken... Bak, orda yol ayrımı... Bekliyor bir müfreze, Korkma, yürü ve savaş; muzaffer olacaksın! Ölsen de, yaşasan da beş metrelik bir beze, "Benim tüm ganimetim sensin!" der olacaksın. Unutma, aklın senin en büyük düşmanındır, En fedakâr dostun da yine aklın olacak. Susuşun ki şevkini kamçılayan yanındır, Sır perdesi ardında gizlin saklın olacak. Kapı, kapı, bu kapı! İlk ustanın eseri, Sunmuş ya anahtarı; niye kırmak istersin? Cerrahsın, aç göğsünü, vur kalbine neşteri! O dem yalnız ya susmak, ya haykırmak istersin. Cümleler, ah cümleler! Kalemin kıvranışı... Kağıt senin aynada kendini görüşündür. Boşa değil beyninin alev alev yanışı, Vur başına haflerin, vur ve Hakk’ı düşündür! Adın bugün Silüet, yarın kim diyecekler? Bembeyaz bir çarşafın üstündeki kir sensin. Hadi koş, sana rağmen; kimliğin seni bekler, İnsanlık ilerliyor, geri kalan bir sensin! |