ÖLÜLER ŞEHRİ
Düştüm peşine bir beyhude fikrin,
Sırtım yerden yere vuruldu, sustum, Kafam ham topraktan bir karanlık in, Korktum, eşiğine aklımı kustum. Vücudum kaskatı, ciğerlerim taş, Nefes almam için uyumam gerek, Yaşamak, yaşamak... Boşuna uğraş, Bana bir tabutla bir imam gerek, Gezdim sokakları, ayaklarım şiş, Düşlerim, içinde kayboldu şehrin, Etti aklım kendi kendini iğdiş, Ölmeme kokusu yetti bu şehrin, Öldüm tam beş vakit, öldüm, dirildim, Ölüler şehrinde bu imiş adet, Beni damla damla yere serpen kim? Nerde beynamazlık, nerde ibadet? Açtım ellerimi duaya durdum, Her cümlede avcum karıncalandı, Bazen dinginleştim, bazen kudurdum, Bazen gönlüm bir hoş sedaya kandı. Bulutlar belirdi ufkumda, garip, Bulutlar yağmurun habercisi mi? Sustum, dilim bile benden muzdarip, Sustum, gökten bir el kıstı sesimi, Bana bir sır verin, bir sır, sınanmış... Gökkubbenin gücü içinde olsun, Zihnimde bir adam, yalnız inanmış, Sırrı ne Fizanda, ne Çinde olsun! Kendimi aradım, beyhude gayret! Aradığım benden çok uzaktaymış, Yumruk kadar kalbim... Işık yok hayret, Kalbim zifir ile nokta noktaymış. |
*** ÖLÜLER ŞEHRİ *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...