KALEM
Kendimi "gökyüzünde" görmekten bıktım artık!
Beni "kul" suretinde çizecek kalem gerek. Hece hece ve harf harf örmekten bıktım artık; Alfabeyi Hak yola dizecek kalem gerek! Söz etmeye yeltensem vurdu mu susturacak, Kalbimi çatlatacak, beynimi kusturacak, Arkamda duracaksa Allah için duracak; Kızdı mı Allah için kızacak kalem gerek. Nerdeyim, kiminleyim; neyim ben, ne değilim? Kimin emri altında söz söylemekte dilim? Ey benim ecelimi görüp gelen Sevgilim; Bana bu kördüğümü çözecek kalem gerek. Yürürüm, ayaklarım kan ve revan yürürüm! Eğilenler yeşerir, ben ayakta çürürüm! Kendimden bihaberken nereye götürürüm? Bu derdi hâl ehline yazacak kalem gerek! Her ne kadar koysam da tavrımı aktan yana, Bilirim, kalbimdeki leke de Hak’tan yana, Rotasını çizerek şu dar çatlaktan yana; İçime, ta içime sızacak kalem gerek. İçim dedim ya işte; içim bir kaynar kazan! Harfler birer sahtekar, kelimeler kalpazan! Ey bütün insanlığa sahte reçete yazan! Sana da doktor doktor gezecek kalem gerek. Daha kaç zaman beni sürüyecek bu beden? Menzilden bağımsız mı yürüyecek bu beden? Can evinden çıkmadan çürüyecek bu beden; Bir an evvel kabrimi kazacak kalem gerek. |
Mükemmel bir şiir.
Belli ki silüetin ardında îmanlı bir yürek var.
O halde;
Pişmeye devam.
Selam ve dua ile...