GÖZ
GÖZ
Deniz dibinde çakıl taşlarını gören gözler Efsaneler rızasında inci yükler göbeğine Talih bahçesinde mizah tarayanlar Şimşek düşer rivayet dağıtırlar Kesin aldatılan pişmanlık dolu baharlar Sanat ağından evvel bağır taşlarlar Zaman soyluluğunu yakınırcasına hokkabazlıkta tartarsa İnancına küsen hürmet sahibi cilveler Ağlamadan sahiyi yalanla bıyık altı överler Akıl sevileni derler, isim dövüneni Her kalbin emelinde Kadın çürür erkek dayatır derler İnadını yerli seçer sağlığını yabancı Düşmanını uyumlu tartar dostunu evli Kardan berrak bakan nemli kuşaklar Evliyadan değil bağlanmaktan çürük çıkarlar Çığır yinede fesini ağlatana takan aşıklarda, yılmadan düşünür Evvela kaşıkla değil Damadın cesur bakan çileli dudaklarında Dumanı değil tapınakları seçerler Dün bugüne, ilk oğul da düğününe bakar Her kasabalı şakasında bin aşık bir asıl yaşar Endamı günahına serpilen her dulda Kabahat değil yüzük rahatlar... kurban kestik evliyaya |