İçimizde Yaşayanların Hatırası Adına
İçimizde ölenlerin hatırası adına
hayattan gidenlere yas tutmuyorum artık Ancak utanıyorum her geçen gün sayısı artan bu cismi intiharlardan... Birisi bir kelime söz etti mi hiç bu ’zayıf’ damgası vurulanların nasıl hayata karşı direndiklerinden?! Ya aklının intiharıyla aramızda susanlar?! Hayır, duymayacaksın bunları asla. Duyacağın yalnızca boş lakırtılar, başarılar serisi, gözlerikapalı yükselme kroniği... Derinleşip ölenlerin değeri yok zerrece, artmakta daha yüksekte ölüp gitmek sevgisi... Ne yapsan da güce heris her yoldan geçen, bir tek ona baş eğerler hiç tereddüt etmeden. Benimse şu aptal güce hevesim de yok, bundan böyle ulaşacağım hedefim de yok, yaşamayı kutsuyorum ve bu hayatta bir tek sevginin karşısında boynum kıldan ince... İnsan bütün ruhuyla başkasını sevince aklının intiharından sonraki bir yaşam var: içten-içe sevindiğin, yaşanılmamış olan her bir şeye geç kaldığın, uğrunda intiharın kendisinden bile vazgeçtiğin... Düşünce labirentlerinde fazla uzun bekledik biz... Ben de bilirim, sen de bilirsin ki, artık yaşamak için de, ölmek içinde çok geç... Ne tükenmiş bir geçmişiz biz, ne parlak bir geleceğiz... Aklımı ruhumun kollarına bıraktım, dün Cioran’la birlikte, Nietsche’den yüz çevirdik ve söz verdik: ölen güçlülerin ardından hep güleceğiz, göz yaşlarımızıysa kamilleşip ölenlere bırakacağız... Boş ver gerisine de gitsin artık, unut bütün çılgınlıklarımı, bakma arada-sırada hayata küsmeme de... Yalnız, düşünüyorum ki, gitmene henüz bir az daha vakit vardı... Günbatımında kaybolmanı izliyordum aramla, baş-başa kaldığım acı sızıltıyla. Birge ebediyetin yollarını arardım ve sonunda ulaştım bu arzuma da: bundan böyle yaşıyorum içimde yaşayanların hatırası adına: sükutumda Güneşe doğru yürüyünce ardımdan söğütler yeşerecek sıra-sıra, bir el uzanacak yere bulutlardan, sense bir kitabın ruhunda olacaksın daima en yakında ve daima yanımda... |