Ağır metallina’m bunu biliyor musun? çellonun kemikleri sızlıyor avlulardan gölgelere akrobat rapsodileri mor flamalar yanında sadece bir kez ya da sadece olamaz körlük ve eğreltiotundan anlıyoruz her şey yüzümüzü hızla aydınlatır ürpertici kopmuş kısa parmağın olmayışında birine hediye. ağır renkleri suya ve kokuya dönüştürürler çağırma özelliğinden yoksun orada saç uçları müzisyen ruhumuzun mırıltısı kayıp bir şişe şarapla iyi konuşacağız çağıracağız kabuğu soyup karanlığa uzanmanın zamanı geldi mi? guguk kuşu duvarlar ve ayinler atlaslarda siyahımsı bir piçlik dökülüyor tanrının davulları kumlu mezarlar üstünde.. ... |