ANNİYAGüzel bir kadındı. Adı soyunda ilk defa iliklenen ve bucak bucak hayat kokan bir nergis kadar ılıktı. Yaklaşan sonbahar havasını sütüne katan inekler kadarda incelikli ve bakireydi. Uzundan bir bozlak türküsü uçtu kana kan katan dolguları anlayıncaya kadar. Erkek olan bir adama hayran kalmaktansa fenalığıyla sitemi gevşetmek gerekli dedi. Hayatını hep mecnunla Ferhatı anlamaya yeltendiyse de birde baktı ki kadehi sadece Kral Lear´in ondörtlük dizelerine girmiş. Afalladı kaldı. Oyuncu değildi yaklaşımı. Sancıyla bir iki satır yazıp imkansızı yaşamaya yeltendi. Kırmızı bir kan aktı memelerine sanki kımıldayacak kadar beli kemikti. O saate kadar bir iki tuşa bastıysada yinede karıncalanan mirasyedi kafasına yerli kalemini sığdıramadı. Hayatın mahzeninde kaslarına ham madde diye kuşkuyu saklayarak yaşayacaktı. Yenik düştü yinede zindana düşen cilveli öyküler. Hizaya girdi hikayenin sonu. Anniya ölüm döşeğinde sancıya ferahça veda etti. Bir sigara yaktı emeği. Kılıçla başlamak vardı. Kadın belam hünkarda ozan kaftanı diyen olamazdı. Erkek fenalık geçirtecek kadar alımlı ve yoğundu. Kadının hayalperest bir tacı olması ona hemfikir birlikteliklerle yetişmiş olduğunu hatırlatmıştı. Kahraman onun kardeşi olamaz mıydı? Hayat serpildi ve yere bir elma birde perde düştü. İrlanda kıyılarında yaşayan bir kadın vardı. Annesi o dört yaşındayken dul kalmış ve kayunçusuna sıhhatine tam erişemeden gelin olmuştu. Kumrular kadar özverili bir tarzda yetişmesine rağmen kanatlarını ona geren kemal bir erkeğe fedakar bir yorumla ulaşamadığı için günlerce vicdan azabıyla yasamıştı. Kırk gün geçti dediler kayunçunun dirilişinden sonra ve ana yeni bir evlat getirdi dünyaya. - Ona bir mahkum felsefesiyle bakmakta bize kısmet oldu, dedi yalanla yaklaşan yılların vefasızlığı. Kuşaklarca geri gelemeyecek yerli türkülerine kesik bir kalkışla şahlandı kemiği. Çeltik hayalinde macera aramak kiliseden dindar dönmek kadar ukala bir ölüm dedi duygusal halk şairleri! Zaman aşka penceresini açtı ve Anniya ondört yaşında günahı dünyadan özel birisine koyun oldu. Annesi öğrenemeden öfkeyle ayrı yaşamayı seçti erkekten. Koruya girip sallanmak vardı onunla. Ama olacak şey değildi. O zalim bakışa mahcuplukla girilendi. Kanı kırmızıydı erkeğin. Erdemide sükunete tan vaktini hatırlatacak kadar aydınlıktı. Ordular yaklaştılar. İngiliz beyleri hanedan servetine düşkün olan monarşilerine uygarlık dedirtmek aşkıyla yanıp tutuşuyorlardı. O köy bu köy derken Anniya koynuna aldığı erkekle yakalandı savaş çığlıklarına. Gemiye saklandılar ve bir erkek gelip koyun gibi sarıldı kadehin mızrağına Onu sadece dört gece ayakta tuttu yasak lir oyunlarıyla Erkek bayıldı fakat tek gördüğü Anniya´dan özgün bir filmdi Anniya yere baktı lakin bereket değildi toprağın sancısı Sakalına bıyık bile taktıysa erkeğin maskarası yinede dedi onun gövdesi: O Çeltik ovalarına sarılmaya gelen tek erkekti Artık gerisi falın intikamıydı Yıllar geçti aradan ve onu yine buldu kaya gibi gövdesinde İrlanda kıyıları ağlasada yalana rüzgar sunmak neyin ifadesi? Ardı arkası gelmeyen yumruklardan sonra inledi hikayesi İki yıl iki gece sadece bir İrlanda maskesi Anniya okudu dudaklarına giren nefesi Sadakat yoktu İngilizin amacında lakin bekareti yılan kadarda savunmadı İrlanda şakası kadar Dizginlenmediyse de ortamın fıkrası yinede oydu onun ilk kadehi Anniya mezara girdiyse de bildiği gömülmüş birde ırk var yılanın kumar elinde Tek öğrenmek istediği kendisinde de o erkekten gelenmiydi? Tecavüz etti demedi fakat olur böyle yalanlar dedi ihtirasın harcanması O karınca kararınca bir dua yaşadı dediyse de ikilik yazdı mesafesi Sadece olgunumuydu erkeği dedirtti tilkiye uyku vermeyen yakası Zor o zaman dediler yankıya girmeyen bilekler O bakire değilse de ilk yatan anaydı dediler Daha sonrasıda gemideki orgiler Ölümü arzuladı İrlanda kanında hemen Dize gelmeyen yalanlar boyu ağladı durdu Her yerde ayni hikaye dedi soylula Her İngiliz İngiliz her İrlandalı inada mahkum İrlandalı Neden dilerki kan damarsızı? Öz olmaksa sunun şurasında aslını tek yaşatana bir danış bakalım O işte dedi o yattığım tek arkadaştı Tek istediğim dostluktu O fark ettirmedi başlık parasını - Ödediysen ne olur sanki, dostluktu yakana yapışan ırk iradesi - Ben kıyılara vuran bir sel değilim dediyse de yinede ölümü seçti öfkesi O artık bir Çeltik şarkısıydı |