Şiire Düşen
Şiire düşen kederdir, elemdir
Şiire düşen bir nevi bendir O benden de içeridedir Şiire düşen kelam olup gider Şiir bensiz hayatı neyler Garip kalır dizeler Şiire düşer acıdan gölgeler Şiirle içimin acıdığını bir bilseler Çaresizliğin dizelerinde sürünseler Diz üstü düşseler Yok olup gitse düşler Şiire düşen yüreğin acısıdır İnsanı avaz avaz bağırtır Yürek ağlar çırpınır Şiir düşen suskunluktur Yürekten vurulur Her kelime bir derya olur Bir çiçeğin nektarında Arısına bal olur … Şiir düşen ıstıraptır Bir nağmeyle gelip yüreğe vurur Şiire düşen ömürlük sevdadır Sevdalarda ince bir mahcumpluk ve tevazu Bazen onda bulursun mesut bir huzuru Şiire düşen asktır, veba gibi öldürür Bilmezsen sevdayı Gerçekten şiire ayıp olur Şiire düşen sevginin yoldaşı Anımsarsın onu her satır başı Ondan bulursun ömürlük yoldaşı Ondan alırsın sevdaya düşen payını Hafife almak ayıp olur onu Şiire düşen baharseverliktir Yudum yudum satırlarda ölüp Hecelerinde dirilmektir Şiire düşen gerçekten gülümseyebilmektir! Şiire düşen kendi içine gömülerek Kendini keşfetmektir Keşifinle adım adım ilerlemektir Şiire düşen türkü gibi mırildanarak Uçan kuşla haber göndermektir Şiire düşen, huyuna suyuna gitmektir Şiire düşen, aylara yenilip Seneleri bitirmektir Yudum yudum dizeleri içine çekmektir Şiire düşen, düşüp düşüp Yeniden kalkmaktır ayağa Bakışmaktır kaçmak göz uçlarında gezinsem yorgun ağaçların suskun sokaklarında sarı bir yaprağı öpe koklaya omuzlarıma düşüyorsun kış gelirken soğumuşken aldığım nefes gırtlağımda düğüm dügüm olduğunda haykırmak istediğimde Sosyolog H. Hüseyin Arslan – 22.01.2022 |