Eylül ve Hüzün
Ve bir yaz‘ı daha devirdin
Eylül, hoş geldin Gelmesine de Bu acelen niye Duvarlarında duyrlı hüzüner asılı Bağrımı deliyor yaprakların sarısı Ve bir yaz’ı daha devirdin Sabrınla yüreğimi bile yendin O sevinçli saatler geri de mi kaldı dersin Eylül, Eylül hoş geldin Hava da buruk bir hüzün var Bu hüzünle yapraklar bile ağlar Yaza veda, sonbahra merhaba Her yaprağın düşüşünde şiirsel bir hava var Kapanıyor bir sezon daha Yazlık kahveler soluyor sessizce Yer açmak için gazellere Bedelini ödeyrek aldım diyor Eylül Hüzünlü gözlerle Bir çocuk gibi boynu bükük çiçeklerin Büründü doğa hüzünle huzur dolu sessizliğe Tanıklık ettik buy yılda derin izler bırakarak gelişine Duygular derin zerafet yazıyor Eylül de, en hüzünlü Hüzzam Makamı eşliğinde Karcığar hafif kalıyor izi belirsiz dügah sözlüğünde Ve bir yaz’ı daha devirdin Yaptığın acılı devrimle Hoş geldin, hoş geldinde Ama bu yıkım niye? Belikde insanın acılar şekilleniyor bu yüzden Senin sayende Yorgunluğa dur demek için Geçmişin ağırlığı, geleceğin taze umutları eşliğinde İhtiyaç duyuyor insan en çok bu mevsim de pencerelere Yüzümü güldürüyor bir küme aster çiçeği Bütün hüzünlere rağmen Eylül’de Sosyolog Hasan Hüseyin Arslan - Köln, den 03.09.2024 |