Duygular TarihiSerildi zaman önüme Sıfır noktasının üzerine Adım adım çöktü Fersizlik gözlerime … Seyirci kaldım Tanımın ve tahlilin gözleri önünde! Resim gibi acılar çizdim Duygular tarihimin içine Aradım zamanı Kaybettiğim her köşede Ademe doğru uzanan ellerde Güneş bile kaydı Serildi zaman önüme Duygular tarihimin Gizli şifrelerinde, Bir ah çekerek sarıldım Hayallerime Doğanın koynuna aldığı Hakikatlerde Temsili dünya da Asıl sahnenin önünde Bekledim acıyı güllerle Şiir bile ağır geldi Bu ölçüsüz düzene Duygular tarihimin içinde Toprak üstü – toprak altı Yazılıyor manzumelere Karıncalardan kaçıyorum O eşsiz işleyişi Kendi gözlerimle gördüğümde Biraz daha kaçıyorum kendimden Aklıma gelen fena fikirlerin Köleliğinde Tılsımı bozulmuş Yüksünmez bir sözcük Bir isim, belki de bir imge Yaklaşırken biraz daha hakikate Eve döndüğümde çiçekle … Duygularımın tarihini yazıyorum Kararmış zihnimle Memleket memleket gezerken Gitmediğim yerlerde Filim kahramanları gibi Oynuyorum gerçek sahnelerde Bana ait olmayan kurgular eşliğinde Ve yazıyorum Ne geçerse dilime Sadık kaldığım; Elim, dilim ve belimle … Hesaplayamadığım Trigonometre’nin üçgenlerinde Miladı dolmuş yükseklikler var önümde Eski ve kartlaşmış Ölüm yüzüyle … Acı çekiyorum Binlerce yılın yalnızlığı Toplanırken hücrelerime Kıyısında seyrettiğim Manzaraları özlüyorum Çiftlik yollarının üzerinde Derin bir sessizlik var içimde Duygular tarihimin Ev yaptığı zihnimde Üşüyor ilk yazı denemelerim Bu kopuk, sistemin Bozuk düzeni içinde Hiç bir şeye değil Ağıt yakıyorum evrene Duygular tarihimin El verdiği ölçülerde Hasan Hüseyin Arslan - 17.07.2024 Sessiz Seneler Seneler geçti Acı usandı Ağlamaktan da utandı Yurdu yoktu Yüreği kendine vatandı O büyük insandı Akşamları uzatır Gecelerde huzur arardı Seneler geçti Ölümün acısı bitmedi Asla içinden gitmedi Başka bir şey özlemedi Gülmeyi unutup Hüzünü ev eyledi Ne geveledi, Ne de kem küm etti Sensizliğin alışılmaz Ve anlaşılmaz kervanında Eriyip tükendi! Sosyolog Hasan Hüseyin Arslan - Frankfurt am Main17.07.2024 |