TUTSAK DİL
Yalan diye inleyen sahneler altında
Buyrukta yaşayan aç kurtlar Oyunlarını paylaşmak arzusuyla sardılar evreni Kalbi sargılı efendiler Yücelerin evrensel doyumunu tartıştılar Felsefesi feleğin kâtibine sual olan Her yalanda Bir trajik buluşma sergilediler Zaman niyetini aydınlatıp diz çöken mirasyedileri Aratıp buldurdu İlk ilkelliği tartışmak şart dedi Sırf ana rahmine giren duygusallığı emmek uğruna Yenilgilere kürek çektiler Yazarların dudağına Anadan doğma kalemleri oyunu tartışır bunların dediler Zarafetin yorumunu yapan dervişler ricaya geldiler Yasak aşklar alemini Trajik hayallerle ayaklanan soylular gönlünde ayazda tuttular Sefilliğin gururunu taşıyan bir yenilikle Gerçekçiliği yurttaş yaşadılar Tiyatrolar halka açılmaya başlayınca Kraliyet görkemini günahların arındırıldığı sayfalarda aradı Perde dedi ki Aşkta sefa sadece resmiyetin ayrısını gayrisini ruhtan ötede tutmak Pusula ayarından uzaklaşmadan dedi tiyatronun beyleri Halka savunması onurlu oyunlar tanıtmak gerek Kraliyetlerin sarhoşluğu adına İlyada´nın uygarlığı altında Seyir oldu sonunda ilkelliği tepen kral soyunun gururu Yıllar yılı incelendiyse de yine de Halkın dilini aşar bu sayfalar dediler Rekabet değil ki hayalperest bir buluşu Sadece fidanlaşmışken yaşamak gerek Tiyatrodan bugüne antik zaman çok sakal sıvazladı Nihayet bulundu İlk olanın gövdesine yazdığı şehir edebiyatı Televizyon oldu zamanın saati Tiyatrolar çok akıl yaladı yine de Kraliyete bile girmeyen sahneleri ilk halka sergiledi Ansızın gözlerimizin önünde aktörlerin sıcağı sıcağına kuruntularını yaşar olduk Zaman kulağımıza bile diz çökmeyi öğretti Operadaki hayaletler bile milyon kez halka seyir oldu Şunun şurasında yaratanın duası dedim aklına Olmak yada nefsini tanımak İşte bütün oyun sevdası burada… |