Mahkûm
Yaşamaya mahkûm bırakılmış ipler
Acıya nasıl dayanır saklı düğümler Çözülmez yaralar içinde binlerce keder Sürüp gider iken ölüm yahut anılar Artan sadece bir özlem bir de umut Kapalı bir kutu gibidir çıplaklığı sevmez Bulamaz kimse meçhul bir sevgiden ibaret Ki zincire vurulmuş köle gibi Her adımında binlerce yük Oysa sökemez kimse sürgün gibi yaşar Tıkanır sözleri kelimlerse saplanır Bir kurşun gibi işler yüreğine Bunca şeyin işlerken kokusu Keşke mahkûm olmuş bedenimi assalardı Tıpkı sallanan bir bayrak gibi Bence demiyceksin Yaşamaya ayak direyen ol ki Çünki düşmana dair bir gün daha fazla yaşamak, inatla yaşamak Belki yapayalnız seneler bir ömür Yaşarken karanlıkta duran taş gibi Doludizgin sarar düşünceler Ürperirsin dökülmez yaprak dahi Korkarsın mektuplar gelmezken Durup dinlenmeden bir ağacı Tutunmak bu olsa gerek yemyeşil ağaca Umutlarını dökerek Sevmeliyiz bence dağları,deryaları,hayatı Yani mahkûm isem eğer yıllar geçer bilirim Kararmasın yeterki bir umut |