mahkumiyet
düşünemiyorum...
duyguların mahkum olduğu bir dünyada, her şeyi sıklaştırıyoruz üst üste sabahlarına kadar inleyen damlar. batışını izliyorum günün yağmurun eşliğinde düşünüyorum... avuçlarımdan uçan kuşlar geliyor aklıma. ıslık çalan,rüzgara karışan naralar. zamansız kahkahasını dinliyorum. bu düşünce deryasında. hunharca harcanırken zaman. hassasiyetleri unuturuz. yağmur sonrası çimlere çiğ düşer. güneşin doğuşuna kadar. sessizce gizleniriz o düşünce deryasında. bir gün toplanıp gideceğiz buralardan. hayallerimize doğru koşarcasına. ürperiyorum düşünürken. tüylerim diken, diken oluyordu. avucumda uçup gitmeye hazır kuş gibi. çırparak kanatlarını sonsuz maviliklere. gökyüzünde fiğürler çiziyordu öperek gökyüzünü. yağmurun çisildemesi ile ıslanırken. duyduğum hassas fısıltılar. sessizliğini kucaklayan kulaklarımda ölüyordu. geceyi öpen dudaklar., aşka olan düşkünlük. zamanı öldüren düşüncenin rengi. mavi mi yoksa yeşil mi. her kıyısında mahkumları var. bu dünyanın, hayallerimiz kalbe sığmıyor işte askıda kalan düşünceler. duvarlarda yazılan onca yazılar. siyah duvarlara yazılanları okuruz o karanlıkta damlarında duvarlarında hala çığlıklar duyulur. geçmişten kalan. mahkum edilirken düşünceler. o damlar inlerken hala acılar yaşanıyordu. Mehmet Demir 26.11.2021 Ankara |