PORTRELER (40)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir Cumhuriyet aydını, mimarlık tarihimizin öncüsü, Prof. Dr. Doğan Kuban’ın ölümüyle “Gerçek aydın kimdir” sorusunu bir kez daha sorguladık. Özlediğimiz, unuttuğumuz aydın kişi! Efsane hoca, mimarlık tarihi yazarlığının kavşağı ve bütün sanat dallarına büyük saygı duyan bir düşünür. (29.Eylül.2021’de Sayın Evin İlyasoğlu’nun Cumhuriyet Gazetesi’nde yazdığı; „GÜLE GÜLE DOĞAN HOCA.“ Adlı yazısından.)
“Ne kadar derin ki bu kuyu?”
Derdik, taş atar merakla beklerdik, “Şlappp!” sesiyle yarana dek suyu. Şimşek çakar, gözlerimizi yumar “Ne kadar uzak ki bizden?” Derdik, parmaklarımızla; “ Bir-iki-üç...” Diye sayar; gök gürültüsünün gelmesini beklerdik. “Acaba bana ne anlatacak daha?” Merakıyla düşmezdi elimden kitap benim son sayfasına değin. Özlendiğim, yazamadığım bir söz-bir şiir, gelmeye göre kulağıma, hırçınlığım kıskançlık gibidir, hayranlıkla yanarım yazamadığıma. Onun kitap, sohbet ve eserlerdeki her sözü; Şimşek gibi göz kamaştıran sessiz bir gök gümbürtüsü, geriye gelmeyecek olan sonsuz bir derinliktir sesi. Yan-yana ve iç-içe dizili ahenk, nefisçe duran 7 nota, 7 renk; Prof. Dr. Doğan Kuban. |