HAYAT
berrak ve masum çocukluk hayalleri tadındaydı hayat
öğle saatlerinde oyun sahasında bir gölge bulmaktı sevinç ya da yağmur yağınca kumdan kalelerimizin erimesiydi bütün hüznümüz bilirdik her çocuk şanslı değildi o yaşlarda bizim kadar bencildik yinede! devam ederdik kaybolan oyuncaklarımızın ardından ağlamaya... geçiyordu zaman... hemde hiç acımadan! bir gün bir el dokundu elime... bir çift göz bakıyordu gözlerime hemde hiç kimsenin bakmadığı gibi... böyle başladı benim ilk aşkım sahi neden ilk? ilk olması için sonrası da gerekir! peki aşk biter miydi okuduğumuz masallarda? yoksa onlarda mı yalan dı? hayat neden hep acılara, ayrılıklara ev sahipliği yapıyordu ki... yetmiyordu işte çocuk aklımız. ne aşka... ne ayrılıklara... ne de acılara... hiç kavga etmezdi bu gerçekler oysa hepsi bilirdi sırasını! teker teker gelirlerdi insanın üzerine evcilik oyunundan ibaret değildi hayat öğrendik büyüyünce. |