dünden sonra yarından önceŞiirin hikayesini görmek için tıklayın rizede yerleşim vadılerde yaşanmış genelde.çocukluk yıllarımda yaylalara çıktığımız mevsimlerdi göç diye yollara düştüğümüz yaşamın tekrarı.o zaman hissetmiştim doğadan kopacak olduğumuz gerçeğini.herkes köyündeki mektepte okuduğundan yabancı değildik birbirimize.kız arkadaşlarımdan güzel resim çizenler vardı o yıllarda.bense motif üzerinde yoğunlaştım sonraki yıllarda.hatıralarımda kendi ekmeğini taştan çıkartan köylüler var yinede yıllar geçmesine rağmen.ihtiyaçlarımızı biz karşılarken kimseye muhtaç değildik o yıllarda.doğanın lütfettiği imkanlar dahilinde yaşardık.şimdi ticaretin gereklerini öğrenmiş herkes.ama o saflıktaki imtinadan uzak yaşıyoruz şehirlerde.geçen yılların biriktirdiği acılar var gönül aynamızda.basit ilişkiler bir meydan uğultusuna dönüşmüş.hatırlanacak o kadar az şey varki yaşantımıza mutluluk katacak.yalnızlığa bir son vermenin şartlarını taşımıyor dünya.şizoid bir varlık alanı var özlem duyduklarımız için.kanattıkça derinlerde soluklanıyor çaresizliği anılar.
koşsam umutsuzluğunda bir girdaba kapılır gibi başaklara dokunurken toprağa yakın bir anlamla kalbimin suretini bir aynada yakalamışken yağmur çayırlardaki mısırların kokusu ıslak ellerimde şimdi eski hatıraların hatırlandığı bir tükenişle başlayan gece ölümle barışık insanların biriktirdikleriyle yarınlar için yaşam ne kalır sonbahara bir şans tanımadıkça çiçeklere yüklenmek için acıyı kimsesizlikle çalkalanırken gök. nedim demirbaş 4.09.2021 cumartesi |