konyada çıkan havadis gazetesi
lanettayn aynaların çokluğundan
kabukları için ağlayan ağaç ilk kez denizle konuşmuş gibi tarihini unutturuyor keder martılar çığlık attığında yazgısını unutturuyor dalgalar seni bulduğum yerde eski aynaları gördüm yüzünün konukluğunda çünkü ovalarda yayılmış atlar için kişnemiş yüzyıllık arzular ne kadar büyük yalnızlık diyormuş kur artışını ayarlayan saate bakınca kızlar kaç gündür sigarasız bir korona karantinası zehirliyor sabahları beni bulduğunda gecede bir gizem isteme cenneti kopyalamak işten bile değil hayallerin dayandığı sınırda kendine doğru çözülen bir yetersizlik gibi başlıyor günahlarını anlatmaya kadersizliğe çivilenmiş bakışlarla atom çekirdeği.elektro manyetik alan pullu gövdesiyle deniz kızı yakıyor fenerleri yeniden. durduğu yerde köpürüyor deniz her şarkının ortasında okyanusa bir dibace var adeta gizem istemekle solmuş akşamlar yüzünde bulutlanırken düşlerin için biriktirdiğin ufka ait darbeler almış zamanla peri kızı için yakalanmış yağmura yolculuğunu ıslatmak için bu sonbahar başka türlü anlatılamazdı. gökdelen dikitlerine sarılmış güneşle bir bahar daha ölüme bıraktık kuşları içimden çekilen denizlerin boşluğuyla |