çaresiz hükümlüŞiirin hikayesini görmek için tıklayın bu zamanın coşkusunu okşuyor kelimeler.kimsenin umrunda olmasada çiçeklere inanışım vardı.bu duyguyla karanlıkta bir ışık arayışım.sermişim gövdemi bir kaldırıma.ışıldasın isterdim yıldızlar gözlerinde.bu sıcaklığı yitirişimde gizliydi umutsuz sevişmeler.
habersiz kalmışım kalpleri sağır bırakan bir işgalın özgürlüğünde hakemlik yapmış kaderime zayıflığını anlamak isteyişim yoksa avlularda umutsuz türküler midir yoksulluğun aşinalığı yoksa isyana sürülmüş zehirli çiçeklere aldanmış yüzün. çıplaklığı örten masal kitaplarında onarılmış göz gibi bir ahşap evin saadetinde sefaletmiş ıslak bir çulun sarındığı uykular için sığınmak soğuk bir yatağa adı unutulmuş mutlulukla bir yaşam sevincinin aktığı caddelerde arayışım özlemi her günah sonrası bir ermiş pişmanlığı gibi vicdanıma dokunur bakışların geçmeyen gecelere kurşun yağdıran bir ölüm nöbetiyle ben yıldızlara hükümlü işte çölde ayak basmanın harfleridir deniz yokuşundan sonra feshedilmiş bir devrimin utancıyla kaybetmek en derin mercanlarda aşkı solmasın ilahiler diye bir balçıkta sırra ermiş çocuk gülüşleri ayın halesi gibi mağrur sularda. şimdi denince hanlarda gecelemiş bir akıncının sadağındaki ok şimdi denince çiçek tarhlarında sevda aramış gönüllerin kumsala çizilmiş rüyası şimdi utancıyla yaşamak gibi bir vaktin vebalısını ararken gözler güllerin açtığı şafak için sabahlamış bir suçluya öğretilmiş duaların sır gibi dokunuşu rüzgara nedim demirbaş |