ESKİ MEKTUPLARŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Mektuplar da rafa kalktı artık ne yazık ki ...Bizler mektup zarflarının içindeki hasret kokularını yüreklerine kadar çekebilen şanslı nesillerdeniz...Sevgi emek ister.Bizim dönemimizde saatlerce özene bezene mektuplar yazılrdı sevgililere...
Dostlara, arkadaşlara, askerdeki evladına, yavuklulara, gurbete yolladığın eşe..... Hasret kokan, duygu yüklü mektuplar... Her kelime düşünülerek seçilir, her düşünce yürek süzgecinden geçirilerek aktarılırdı cümlelere... Sevda elçisiydi postacılar.. Umut dağıtan... Kapı zili yoktu o zamanlar.Kapı topmağıyla çalınırdı kapılar.Ve içerden heyecanlı bir ’’ kim o ’’ sesi... Posta ! Derdi dışardan huzur veren bi ses.Bu gelen aslında sevdanın sesiydi....
ESKİ MEKTUPLAR
Hani, sayfalar dolusu mektuplar yazılırdı ya eskiden, Sarı, pembe zarflara konulan... Hasret kokan sevda satırları arasında, İçinde kurutulmuş gül yaprakları olan. Ey yâr diye başlanırdı söze Ya da ey sevgili... Sonuna ’’m’’ harfi koymaya varmazdı eller Zira; buna müsade etmezdi o günkü edepler. Önce, biraz havadan, sudan konuşulurdu Hatta mahalledeki bakkal ve konu komşu. Kim evlenmiş, kim ölmüş yazılırdı tüm havadisler, Bir tek seni seviyorum demeye varmazdı diller. Sensiz buraların tadı yok denirdi Çiçekler eskisi gibi kokmuyor artık. Güneş, gülümsemiyor yüzüme Bülbüller şen şakrak ötmüyor artık. Geçenler anneni gördüm sokakta, Hasretten biraz sararıp solmuştu. Boya, badana yapacaklarmış sizin eve Belki yakınlarda dönersin diye.. Her şey anlatılırdı da; Özledim demeye utanılırdı. Bir damla göz yaşı düşünce satırlara, Dağılan mürekkeple birlikte İşte o bütün meseleyi anlatırdı. Dokunulmazlığı vardı sevgilerin o zamanlar Bir el çizilirdi mektubun son satırında O el koca bir umuttu, Sevdanın hatırında..... Nurgü KAYNAR YÜCE / K.MARAŞ |