Boşluk Akar İçimden
yuvarlanırdık yokuşlardan aşağı
göl mü deniz mi bilmem mavi bir yer unutur kalırdık söyleyeceklerimizi bakışır gülüşürdük yeni anlamlar gelişirdi aramızda bu uzak mutluluğun tatlı kıyıları vardı yuvarlanır büyürdü kumsal çekilir küçülürdü bazen ağzında yenilip üzüldüğümde hatırlardım sahildeki taşların kalbime vuruşunu ayrılık onun en tatlı yazı en çok sevmeye meraklı mevsimi oydu bazen karşıda gülümseyen ada olurdu içime bükülüp istiridye olduğumda habercilerin anısı ölülerini uğurlar ışıl ışıl titrer mazide arzu ne kadar sarılsam boşluk akar içinden yakar suyu beyaz taşın yankısı gelir bulur ikimizi bir yazlık sinemada göğe darılmış iki bulut bulut gibi sarılmak ister birbirine bozardı yıldızlar tükenen bu mavi yolu. |