sana ne oldu böyle
bir insan tilkilere aşıksa
gecenin yarısıyla barışıksa dağlarda deniz kokusu yosun kaplamış ırmakların kahrı bir vadinin çiçeğini koklamaya imtina ettiyse yürek dağlara çıkan eşkıyalığı bozmaz serinlikli bir hava ölüm gelir kalbimize ensemizde soluğu karanlığın bir yalnızlığa kapı araladıysa şarkıları toprağa gömen beklemek gibi zamansızlığı ellerini üşüten küçük bir kar fırtınası kuru toprak gibi dokunuyor gözlerime bir noel ağacı siliyor güzyaşlarımı annemin kahrından biliyorum ikbalsızlığımı cehennem canlanırken gözlerimde sahte mutluluklar inandırmıyor dünyayı çocuklara karanfile sarıyorum sabır bozgunlarını caddeler kuşanmış sanki ölümü |