iyi bakın
bir çok yanımız ya yaralı, ya can çekiyordu.
ölüyordu diğer yanlarımız. yaşamak için çırpınırken yanıyordu umutlarımız. iyi bakın yağmursuzluk tan kuruyan topraklar aç. ormanlar desen aynı. orada yaşayan tüm canlılarda. hepsi muhtaçtı suya. iyi bakın. can çeken dereler yavaş, yavaş kururken. bir çok şey ölüyordu susuzluktan. yanıyordu cayır,cayır. savurdunuz kalan külleri üfleyerek uzaklara. hep uzaklardan baktınız, iyi bakın neredeyse tek bir ağaç bile kalmamış. kuş yuvaları yanarken. yumurtasından henüz çıkamayan yavrular. her yerde cansız yanık bedenler. iyi bakın olması değil, olmaması gerekenler oldu. kara bulutlar dolaşırken üstümüzde. yanarak can veriyordu dilsiz canlılar. susuzluktan kırılırken. her şey ölüyordu. iyi bakın susuz ölümler dere boylarından başlıyordu. ormanlardan yayılıyordu ağıtlar. ardı arkası kesilmeyen çığlıklar. ağaçlar küle dönerken. birlikte ölüyordu gelin ile damat. yeni doğmuş yavrular. henüz daha uçamayan kuşlar külden ağaçlar, bir birine karışan ağıtlar. iyi bakın toprak her zamankinden fazla muhtaçtı yağmura. yağmur yerine yas yağıyordu toprağa. nasıl diner bunca acı. bu kadar kalp yarası nasıl iyileşir ki. uyku hiç tutar mı ki hiç gören gözleri. yazık çok yazık iyi bakın ormanın ağacına toprağına ihanet ettiniz. konuşamayan canları yaktınız bilin ki toprak asla unutmaz yapılanları. unutmaz ne yakanları, nede yıkanları günü gelince göreceksiniz. iyi bakın zehir saçan o dillerin feryatlarını duyacaksınız. ölüm saçan ellerinize bir bakın tanıklık eden gözlerinizi düşünün. nefessiz kalıp boğulmayı. yanarken acı çekmeyi bir düşünün. daha gelmeden eceliniz. ölmeyi düşünün. sebep olduğunuz ölümler için. düşünün.... Mehmet Demir 05.08.21 Ankara |