Zamandan Mülhem
Zamandan Mülhem
zaman herkes için aynı derin bir deniz sırtında taşıdığı her can kendine. ram halinden memnun sanki. diken yarası gözlerini kısan için gönlünde gömülü karanlığın eliyle maktul başını okşayan yenilgiye eren insan. kavi görgü tanığı yollara vurulup inkıtaa uğrar da elbet yeni istasyon yeni kavuşmalara gebedir ki zaman bütün kuytuları boşaltacaktır ah bir bilse müdavimlerin boşa çıktığını nasıl bir haddehane ki gerisin geri döngü sanki bir değirmen öğütüyor çarklarıyla can iptilası bir anlamda ayakta tutuyor gibi musiki aynı, uvertür kulaklarda. cızırtısıyla yolun da duruyor an, mania tökezliğiyle bu günde paleolitik çağın insanı hep aynı benzer açlık ve susuzluğunu düşünecek birer acı göğsünde gözyaşı yine görülecek giriş sekansında bedel. elem burgacıyla ödenecek zaman aynı uykuya gömülüp hoy günü gibi derya da gemiler salınacak ibretamiz carpe diem, son ucu dokunaklı yoldaşlığı refik. künhüne vakıf masivanın tımar edecek ölüm elbet sonuç ne olacak zamanda soluklanıp biraz temaşa su/sat ellerini uzat yüreğinden gül sarkıt biraz öldüremez hiç kimse seni sen doğmadan paslı heves, hırsmış, çabaymış ne çıkar israfil’in suruyla, yunus’un sabrıyla sarıl yaşamak denen zamanın dünya telaşına İlkay COŞKUN 07.07.2021 Şehir Defteri dergisi Sayı 7, Güz 2021 |