Kader Kurban ve Mor Leylâklarkurbanlık yazgılar kuytusu olmayan kalabalıkta iç gözleri şeffaf bir mabet bulmuşlar zarifçe yazılı duvarları nemli kirpik’ten sıvalı keskin sunağında yatıya kalıyormuş aşk ile efsanesi ve irice bir kader cilve yapıyormuş loş ışığına sinmiş koğuşun kırık boy aynasında.. parmaklıklar ; bir elin parmağı kadar ince narin ve suskun.. masumluğun pençesiyle kazara bir aşk’a takılmış kader celse’siz yıldızlar gardiyan yüzünde sönük kalmışlar silsilesi uzayıp giden ay kümeleri göğün cebine gizlenmiş vakitsiz çile çeken dualara sitem ediyormuş zaman.. merhameti sav’ında duran gurbetleri varmış hapishanelerin firkatin avlusuna yıkılan yüreğin voltaları s’aymazmış aşkın elâlarını ölümsüz bir intihar vakasıydı suçumuz biz çağırmıştık mor leylakları parmağımda çiçeğinle kurumuş kan pıhtısı senin gözlerindeyse vedasız bir uçurum vardı... sanığın notu : ’iki kişiydik sevdalar öncesi çağın karanlığında giz bir efsane kazındı alnımıza bir olmaya kararlı kader ağlayışlarında’ .. |