Aklımızın Kentindesin
Sen, deyince aklıma o kent gelir
Kıyıya uzak tuzlu deniz kokusu Sarar üzerimi acının buğusu Yıl ikibinoniki Hesapladım coskusunu Edalı birisi gelir Ve hiç etrafına bakmadan geçer gider Öyle emin ki kendisinden Her adımında yerler inler … Çocuklar bakar arkasından Bu giden kimdir diye sormadan Döne döne konuşmadan! Kimbilir neler yaşadı gördü! Sabah uyanan bir şehirde Selamlayarak karşılar günü Birdir özü sözü, Tarif edemez hiç bir edip Onun gözünü … Ve korkar herkes incitirim diye Zararsız bir şekilde … Her an aklıma karışırsın kanım gibi Bu gizli kent de Hayat, deyince sen gelirsin Gözlerimin önüne … Çocuk sevinciyle Sığmadı, sığmaz insan hiç bir ömüre Gün gelir solar gider Benzersin kömüre … Zehir yeşili bir renkte Sen deyince aklıma o kent gelir Ve sen yine yürürsün içimde Benimle el ele … Sevginin selametiyle Ve insan kendisini uğurlar İçinde taşıdığı acılı sözlerle Gerek duymaz, kimse benim için Girmesin diye zahmete Boynuna sarılmış Büyük bir demet çiçekle … Ne delidir insan bu durumda, Ne de divane Gülüm geç oldu artık gelsene Yine vuralım kendimizi Dağların eteklerine Fjorda önlerinde … Bahar geç gelse de, Hani biz yaşayacaktık mevsimi İçimizde ki bahar sevinciyle … Sen deyince aklıma o kent gelir Alçak gönüllü yüreğinle Tepeden tırnağa güneş sevinci Gözlerinle … Bir anlam verebilsem, bu kadar erken gidişine … Hasretim hasretim mini bir gülüşüne Sen anaydın, sen yardın Bu yıpranmış gönlüme Seni bekliyorum, gel haydi Aynı durakta ve aynı kent de Acı, keder ve kan ter içinde H. Hüseyin Arslan - 12.06.2021 |