Çıngıraklı YokluğunAntik aynalara baktım Çıplak gösteriyor Üstümde yokluğunun soykası Döşüme baktım Fısıldamıyor bakır sessizliğin Mücevher gibi sallanıyor içimde Ayı günü dolmuş muştular dan Bekledim bir çift sevinç doğsun Sensizliğin kumral şarabı Bir kadeh sarışın ölümle öz kardeş oldu Bir zarf dolusu bahar salmadın Yılda dört sonbahar yaşadı Sararmış göz yaşı döktü Umut ağacım Gecelere baktım Siyahı kaynatıyor çinko çaydanlıkta Hasret deminden ince belli bardağım doldu Gündüze baktım Gökyüzünde maviyi makaslayan kırlangıçlar oldu Diksen yırtıldığım yerden beni Karlı dağlara baktım Gözümün yangınından kardelenler boyun büktü Sarsan beni üşüdüğüm günden beri Geleceğe baktım Çıngıraklı yokluğunun soktuğu günler kıvranıyor Bir kuşluk vakti panzehir olsun ayak seslerin Sahilimde dolaş ki Zemheri busenin mumdan kayıklarını Gözlerimin ateş denizinde yüzdüreyim Tırnağını törpüleyip Tımar edeyim kişneyen acılarımı Azrail,hamakta sallamak yerine Taşıyamadığım ayrılığın nefesini kesene kadar Kamburu çıkan yüreğimin çardağında Sana yazdığım şiirlerin saçını tarayıp Sadece onların ela gözlerine bakacağım |