YETER Kİ AÇILSIN HAK KAPISI...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Öksüzlüğün yazgısıydı ağıtlar: kaderin çetelesinde saklı hüzün ve müdavimi şiir. Göğün de kör noktasıydı görünmeyen. Görmeye ne hacet içre dönük O muhabbet Elemin endamı Aşkın efkârı Balyalarca bulut ve renksiz düşlerin seyri Kodaman bir pencere Yaslandığın hiçlik ve her katresi Bilinmeze rücu eden Kırık notalar ve nameler Rüzgârın bir batında uçurduğu dalgalar. Oysaki içinde saklı keramet Yalnız bir tanrının hicabı Hangi münafıksa yüklenen günahı Ve işte içine düşülesi İlahi Ateş Nazenin yüreğin goncası Her asılı olduğu Her yoksun kılındığı Kimine cendere kimine cennet Elbet inancın bekası Hüzün penceresinde titrek bir gölge Aşkı anan aşka adanan her sure Rabbin verdiği huzura delalet. Her ezan vakti İçine dalınası huşu Bir renkten çıkarken feraha Bir meal ise içte saklı Rabbin rızası Olsun yeter ki. Kuşandığımız her güzellik Güzelin endamında şanlı bir geçmiş Saygıda kusur etmeden yaşamanın doğası Yürüdükçe ışıklar Açılıp kapandıkça kapılar Ve işte geldik şimdi nihayete Yeter ki Hak kapısı açılsın. Uğruna İlahi Adaletin Mısralarda doğan büyüyen her farkındalık Bir şiirden çok öte kâinat İçinde bulduğumuz o huzur ve rahmet Yoksa nasıl haiz olurduk Kulluğun sunumunda Rabbe dönük yüzümüz, alnımız Katlarında ömrün Kat ettiğimiz kadar hüznün Elbet sefasını süreceğiz ömrün Yeter ki verilsin fetvası İki cihanda da aziz olmanın meali Yanmaksa sadece İlahi Ateşin nezdinde. |