ŞAFAKTA ARA BENİYine bir gece sessizlik derin, Yaban güvercini gibi ürkek, Berrak Gökyüzünde durak, Anlamsız bakışlar kaygan, Yürek ikliminde sağanak yağış, Anılarda siyah beyaz bir resim, Gözlerin retinasında siyah nokta, Şimşek gibi dikilmiş çok uzaklara, Yakınlar uzaklar arasında saklı, Kim bilir hangi handa konakladı, Divane serseri olmuşum geçmişime, Dilim lal olmuş dönmüyor yine, Ağrısız başım her gün bir başka bela, Bilmediğim yerden geliyor sorularım, Bu imtihanlara yem oldu ömrüm, Karınca yuvasına mı rastladım acep, Zihnim öğütülmüş kırıntılar dışarda, Değirmenden dönen köylü gibi, Üstüm başım un ve toz içinde, Yamalı sözlükte kaybolmuş kelimeler, Karadavutu tutuşturmuşlar elime, Oldum olası içimi daraltır mitolojiler, Bir akrep gibi yüreğime zehrini serper, Sağanak yağmurda dürdüm defterimi, Kalemim kırıldı anlatamıyorum derdimi, Yeminler üstüne yeminler etsem ne olur ki, Ruhum başka gezegende bedenim firari, Yalnızlık kulesinden çağırıyor bir münadi, Perişan halde kulaklarım zonkluyor şimdi, Be hey gafleti murdar bilen yabancı, El sende sen elde nedir bu harakiri, Yaşamak için patlat kendini, Karanlıkları delerek yaşamanın Tam zamanı şimdi, Tüm karanlıklara inat, Aydınlık taşıyan yüreğini, Bırakma hiçbir yere tanıma zibidileri, Yezidin mektebinden gelen sesleri, Kerbela çöllerine göm ki, Dudakları kurumuş Hüseyni, Yanında görürsün belki, Ey zaman! Üstüme serilen karanlıkları, Bir ağ gibi parçalamazsam, Sen de üstüme taşı geceyi, Veda ettim geride kalan yıllarıma, Kucak açtım gelen her yeni güne, Dalgalan rüzgâr gibi ruhumun yelesi, Hüzünlenme, Geceye ekiyorum yüreğimdekileri, Şafak sarıyor gecenin en karanlık yerini, Sen beni o şafakta ara, Kalk ve doğrul her yanımız gebe aydınlığa! Erol KEKEÇ/24.04.2021/01.05 |