ÇOCUKLUĞA SERANAT
İncir ağacına tırmanmış,
Lokum gibi incirleri koparmış, Yalınayak koşuyor çimenlerde, Günebakanlar gülüyor yüzüne, Söğüt dalları inmiş aşağı, Turaç sesi geliyor sazlıklardan, Kamışlar sürgün çıkarmış, Sular çekilmiş dallarından, Buğday firezleri tutuşmuş, Dumanlar yükseliyor felhandan, Börtü böcek ne varsa uçuyor, Gidemeyenler yarıklara girmiş, Harran ovası böyle çatırdar, Alnına akmış sârı perçemi, Rüzgarla savruluyor saçları, Bir umutla sıçrıyor sek sek, Rahvan atlar gibi uçuyor, İncitmeden bastığı toprağı, Yüreği tertemiz zihni duru, Bembeyaz kar gibi zirve durağı, Akşam olunca evinde alır soluğu, Yumuşur kalır anasının dizine, Merhamet eli okşar sârı saçlarını, Dalar gider günün kalmaz eseri İşte, hayat dediğin ne ki, Bir oyun gibi oynarsın dipdiri, Sarınca uyku gözlerini, Bırakır gidersin gelmez aklına hiçbiri, Akşam ile son bulan bir oyunu, Bırakıp gider oyun çocukları, Bulursa bir parça ekmek, Dalıp gider elinde geveleyerek, Köylerde bir başkadır çocukluk, Oyun içinde oyun kurarlar, Kimi ebe olur kimi sıra bekler, Cıvıltı dağılır göğün boşluğuna, Rengarenk sesler iner aşağı, Yavaştan bir yel eser serince, Ferahlar çocukların yüreği; Bir çocuk olmak isterdim, Karanlık günleri savurmak için, Harmana dalan keçilerin peşinden, Oradan oraya koşarken sıcakta, Bunları nimet bilip yaşamak isterdim, Hücrelerime kadar soluyarak toprağı, Beton yığınlarına isyanlardayım, Bu kentler bandırmıyor yüreğimi, Köyümden gelecek sıcak bir selamı, Acep güvercinler getirir mi? Selam gelirse o topraklardan, Çocukluğumu yaşayacağım aldırmadan, Her çocuk çocuk kalmak ister bilmeden, Büyüse cüsseler yaşlansa takvimler, Yüreklerde hep çocukluk gezer, Çocuk olmak değil muradım, Doyarak yaşadığım çocukluğuma, Bu yaşlara gelince hasret kaldım, Bakmam fiyatına yaşımın, Çocuk dünyamı yeniden yaşamak için, Gözümü kırpmadan bedava satarım! Erol KEKEÇ/19.04.2021/23.03 |