adını sen söyle
yine sensiz, yeni doğan günde
eski bir şehrin sancısındayım yıkık dökük çıkmaz sokakların küf kokulu kaldırımındayım elimde kalan son bir cigara cigaramın dumanında sen ve hüzün sensiz kalınca İstanbul bile üzgün sen olmayınca seni besteledim şarkı diye nağme olup (d)üşüyorum yüreğine sana yazılan şarkılarımı dinlemiyorsan yedi düvele seslenen kalbimi dinle hadi beni boş ver bak şehir bile seni mırıldanıyor sana sesleniyor yedi tepeden İstanbul bunun adına ne dersen de ne bileyim adını sen söyle vefa de aşk de sevda de n’olur sev de sevme deme adını koyamadığım, kaçıncı şiir bu bilmem bu kaçıncı kaçışım ıslak kentin soğuk meydanlarından sözlerim bile utanır oldu peçelenmiş sır vermeyen kaderimden sana, bana ve söze yaz(ıl)malarım kaçamadığım sus pus olmuş kederimden (s)aklayamadı beni yedikule zindanları hasretine katık olamadı İstanbul hatıraları kavuşabilme umudumun çırpınışları oldu bu şehrin ihtiyarlamış, yakılmış sokakları hadi beni boş ver bak şehir bile sana ağlıyor sana ağıt yakıyor yedi tepeden İstanbul bunun adına ne dersen de ne bileyim adını sen söyle cefa de git de öl de n’olur sev de sevme deme gün geceye düşünce, gece düşüyor düşlerime karanlıklar ıssızlığa karışıyor kentin caddelerinde sessizliğe karışan çığlıklarıma inat sağır kesiliyor şehir, kaldırımlar ve yedi tepe senden başka seni bulamazken ben yollara düşüyorum kentin her bir girişinden acılarımı kanatıyorum her sokak başında seni çoğaltıyorum yanı başımda anladım bir asırlık sevda benimkisi görmesen de beni, ben sana bakıyorum şimdi çünkü “aşkta yarın yoktur sevgili” hadi beni boş ver bak şehir bile seni arıyor sana bakıyor yede tepeden İstanbul bunun adına ne dersen de ne bileyim adını sen söyle sus de ağla de yan de n’olur sev de sevme deme H.Ali Aydın 05.07.2008 |