Sen Anneni Öldürdün
Haince terkettinya zehir oldu o tadın
Bedduayla birlikte, artık anılır adın Senin için ömrünü, feda eden bu kadın Annenin ümidini, acımadan soldurdun... Ak göğsünden emdiğin, sütü haram ediyor Maziyi düşündükçe, aklı baştan gidiyor Sana bela okuyup, her gün kurban adıyor Annenin gözlerini, acımadan doldurdun... Feryatları düşürdün o tatlı dillerine Şimdi gören acıyor, dert dolu hallerine Avuç avuç çektirdin, titreyen ellerine Annenin saçlarını, acımadan yoldurdun... Gönlü çoktan öldüde, kuzgunlar yiyor leşi Bulunmaz yaptığının, bu dünyada bir eşi Irmaklar söndüremez, yaktığın kor ateşi Annenin yüreğini, acımadan daldırdın... Ateşlerde yandıkça, acısı düşer içe Gelde bir gör halini, dili feryat ettikçe Zehirli sözlerinle, seni candan sevdikçe Annenin üzerine, acımadan saldırdın... Sen haince giderek, ateş döktün özüne Kin tohumu saçarak, nefret ektin sözüne Kem dillere düşürüp, Elalemi gözüne Annenin gül yüzüne, acımadan güldürdün... Erzeli ömür bitti, geldi ölüm sırası Senden kalan hatıra, yüzde utanç karası Bin parçaya ayrıldı, yürekteki yarası Annenin ciğerini, acımadan böldürdün... Candan geçerde insan, geçirmez ki anadan Neler çeker bu kadın, zalim senin arkandan Merhametin yokmuş ta, hiç mi yoktu ki vicdan Yaşarken anneni, acımadan öldürdün... Erhan DOĞANAY |
Saygı ve selamlar.