Hüzünlü Güftem
Karşıma alsamda, bütün dünyayı
Birini silince, Onbir’dir sayı Haince gittiğin, o hazin ayı Takvime sormadan, yıldan çıkardım... Yaşadığım zaman, kıyamet önü Kaosa dönsede, haftanın yönü Terkedip gittiğin, mübarek günü Müftüye sormadan, dilden çıkardım... Yaptığın zulümler, gelmez mi kafi Lügata baksam da, yoktur tarifi Adını yazdıran, ben o beş harfi Kaleme sormadan, elden çıkardım... Senden bana kalan, tuzak ve hile Yaşamayan bilmez, kolaydır dile İçinden geçtiğin, o şehri bile Devlete sormadan, ilden çıkardım... Sönmez yaktığın, ateşin harı İçime doldursan, buz gibi karı Senden bana doğru, esen rüzgarı İklime sormadan, yelden çıkardım... Öyle bir gittin ki, dönülmez geri Sanma ki yaşarım, o günden beri Öylece dolaşıp, geçtiğin yeri Toprağa sormadan, yoldan çıkardım... Varsın bana herkes, desinler deli Kırılıp kalsada, sen sarma beli Bayramdan bayrama, öptüğün eli Omuza sormadan, koldan çıkardım... Geçmişe saplanıp, dalma maziye Sen bende tükendin, dönme geriye Çiçeği bir nefes, kokladın diye Goncaya sormadan, gülden çıkardım... Sen kırdın güvenle, tuttuğum dalı Sayende can aldı, ecelin eli Yeni kabullendim, bu rezil hâli Hâlime sormadan, hâlden çıkardım... Çevirdin bahçemi, kurumuş ota Çürüttüm bağrımı, yas tuta tuta Hüzünlü güftemde, kırıldı nota Sazıma sormadan, telden çıkardım... Erhan DOĞANAY |
elinize sağlık.kaleminiz susmasun.
selamlarımla esen kalınız.