Mâsivâ
Irmaklar bağlasam, yanan içime
İçimdeki ateş, söner mi bilmem Rezilce bir yaşam, gider gücüme Kaderim tersine, döner mi bilmem... Dertler deste deste, üstüme gelir Yüreğim nişangah, hedefi bilir Her biri bir darbe, sinemi delir Kader bağlarını, çözer mi bilmem... Sitemim olsa da, yoktur isyanım Ah dedikçe akar, yaramdan kanım Ölüm oku değdi, çıkar mı canım Yoksa yaralayıp, geçer mi bilmem... Kalpte yaşıdığım, yürek gurbeti Vuslatı ararken, buldum uzleti Elimle sunduğum, ecel şerbeti Dudak yudum yudum, içer mi bilmem... Ne ümit ne heves, kalmadı bende Beden can çekişir, şu arsız tende Acılar arkada, çileler önde Gönül masivâyı, seçer mi bilmem... Göründü kuyunun, karanlık dibi Dilim işkencenin, yazan katibi Ellerim ateşte, kızmış mil gibi Kalbime dağlama, çeker mi bilmem... Teselli girdabı, bulaştı kana Hayat yolcu oldu, sığmıyor hana Günahlar bir yana, sevap bir yana Mizan terazisi, ölçer mi bilmem... Kavuşma hasreti, özlemdir ömre Boyun kıldan ince, o ulvi emre Mevsimsiz zamana, dördüncü cemre Gönül iklimine, düşer mi bilmem... Mazi acı dolu, istikbâl acı Arkamda bulunmaz, hayır duacı Kokuşmuş bedene, yorgun mezarcı Derince bir lahit, eşer mi bilmem... Ömür yaşamadım, olmadım diri Yolun sonundayım, dönülmez geri Hayır sever gani, gönüllü biri Bana da bir kefen, biçer mi bilmem... Erhan DOĞANAY |