kumaşsoğuk gri tekme postalımda iğrenç çamur dürtüsü kule gözcüsünün yanık mektubunda mağlup gez göz dürbünü saldım aşağıya en matemli o çatlak fransız öpücüğünü girsin artık şimdi şah-mat terbiyesinde başka ölümlünün rüya denen süngüsü kalmadım tren sert dur emret diye bağırınca istasyon tuvalinde bir gözü kanlı bir gözü senli terbiyesiz bir hikaye alnımdaki çivide olsun nihayet biteviye bir aşk kurgusu sanki bu tenimde ben yine gelirim giderim biterim beni d/öven bir tel örgü kumaşı içinde rüzgar |
Selamlar