YAŞçan sesi bisikletten düştüm roma meydanında o zaman dondurma dudaklı bir İtalyan kızı beyaz eteklerini uçurarak ve beyaz çoraplarına mülteci bırakarak tüm esmer çocukları yürüyüp gitti çan sesini o an duydum yaşım onaltı morg benizli bir kadın mor duruşlu bir Paris’le karanlık otelime fosforlu sokakları yalayarak geldi kimsesizliğime sormadan, paldır küldür girdi kasıklarıma itinayla içti bir gecelik yalnızlığımı Fransızca kimliğimi sormadan dişlerimi öpmeden yaş yirmialtı deltasına bir ustura çektim ihbar ettim tüm belgesiz intiharlarımı/ey İstanbul honk kong uçağı öptü tüm yalana durmuş iç kırılmalarımı yine bulamadım seni yine koyamadım avucunu göğsüme/yırtılıp gittim yaş otuzaltı rüzgar |
nasıl da sınırsız duruyor hayat alnının deltasında...
tüm gezginlerin buluştuğu noktadaki çatlağa şiirler doldurarak... :) selam..