palyaço türküsükelebek bulutun peşine düştü ağlamaklı bir yelkovandır şimdi kozasını ören tüm ıslak palyaçolar parke taşlarıyla öpüştüm lizbon’da bir sokakta çıngıraklı bir kukuleta giymiştim burnumda kendini inkar eden turuncu bir ponpon dört saat ağladım kaldırımda sonrasında biraz somon biraz şarap gün bitmişti çok şükür ama türkçe değil portekizce... istanbul’u özledim öleceksem beyoğlu’nun kaldırımlarında ölmeliyim bir tek çocuklar inanmalı bir palyaçonun yorgun kalbine... RÜZGAR |
çocuklar ki;
en saf inanaışlarla kanarlar
paylaço gülüşlere...
sevgiler...