Tükeniyoruz
Sözler de, gözler de
Tükeniyoruz, birer ikişer Perdeleri çekilmiş evlerde Zaman da bitiyor Kendine göre … Sular da kuruyor derelerde Eksiliyorsuz içimizde Büyük saydığımız gözlerimize Tükeniyoruz Kendi eğoistliğimizde Savaşlar, açlık, yoksulluk Ve işsizlik eşliğinde Kuşlar da tükendi vurula vurula Avcıların kanlı elleriyle Tükeniyoruz, Türü tükenen çeşitlerimizle, Hasret kalacağız bu gidişle Ormana, toprağa, böceğe, Araoma kokan çiçeğe … Tükeniyoruz; birer birer Kendimizden kaçtığımız Dört duvarlar içinde Tükeniyoruz Parmaklarımızı saya saya, Sözleri sakladığımız anılarda Tükeniyoruz; Yazılan defterler gibi sayfa sayfa Silahlarla, yoksullukla, açlıkla Vurula vurula Hasret kalıyoruz, Göz alabildiğine Başakların serildiği ovalara Tükeniyoruz Kentlerin beton bloklarında Çocuklar hasret kalıyor Oynamak için kuma ve toprağa Tükeniyoruz Ekzoz gazlarının dumanlarında Hastane odalarında Kağıtsız duvarlarda Bir kaç resimin anısıyla Noel’in huzurlu akşamlarında Yanlızların piyeslerini Oynaya oynaya Tükeniyoruz Malesef her gün Bird aha eksilerek şafaklarla …….. Tükeniyoruz Boş banklarda bir başımıza Şehir karanlıklara bürünüyor Binlerce kilowat enerji ağlarıyla Ve hepimiz birbirimize yabancılaşıyoruz Şu lanet pandeminin korkusuyla Tükeniyoruz Salya sümük burnumuzu tuta tuta H. Hüseyin Arslan - 25.12.2020 |