BANA GÖRE SEN
Sıkılmışlığını fena halde anlıyorum.
Bir aydınlık arıyorsun karanlık içinde. Bana sorarsan ben de bilmiyorum. Ve nedeni de akıl almaz bir biçimde, Gizemlerle sınanıyor. Sanki benliğim de yanılıyor. Ne dengen renkten sıyrılmış, Ne de renklerin denginde. Gizemli olmak mühim değil. Mühim olan şeye de gelince: İçinde saklı olan bir karanfil, Sana kötüyü öngören düşünce. Kokusu taa uzaklardan da gelir. Bu böyle sürüp gider... Kimisi buna döngü der; Kimi de der, dönence. Sana seni anlatmaya çalışıyorum. Az ya da çok naçizane. Bu dünyanın tüm güzellikleri, Ve seni bunaltan tüm kötülükleri, Belki de aynı şeyler, Belki de değil. Bu gizemli bir bilmece. Ve sen sadece sanıyorsun ki: Hayat hep dayanılmaz olacak! Ama gerçek şu ki yanılıyorsun. Ve bu yanılgı büyük bir işkence. Nefis insana nefis gelir. Tadı güzel olan çoğu şey gibi, Zararlı ama lezzetlidir. Ve güzel olan her şeyde, Kötülük sinsice gizlenir. Sen bırak şu dumanlı havaları. Suyun bulanıklığı umursamadığı gibi, Umursama gitsin, insanlığı. Ama su olacaksan evvela; Akarsu olmalısın. Duran su da bulanıklık, Uzun sürer, bunalırsın. Gözlerinde gelecek hep aydın olsun. Güzelliklerle dolu kalbine de selamlar. Az önce de dediğim gibi, Sana seni anlatmaya çalıştım. Ve ortaya çıktı bu güzel kelamlar.. |