Serzenişin düş kırıklığı
Dev bir kapının ardında,
Soğuğu teneffüs ediyorum, Parmaklarımın arasına kondurulmuş sigara, Derin soluklarımda, hırıltılı yaygara, Çok, hemde çok uzaklarda, Sessiz bir çayırlıkta, Tütsüleri izliyorum; Üstü beyaz, altı gri. Uyanıyorum, sanırım, Anlaması zor, Gözlerimde suni doğum sancıları, Kalabalığın ve gürültünün içinde, Kan peydahlıyor düşüncelerim. Adımımı attığım her yer, pılını pırtını toplayıp sıvışıyor, Hani ilk ben terkedecektim. Şartların parçaladığı ruhum, Bozuk paralar gibi etrafta, Issızlığa teslim olmuş toprakların, Değersiz ganimetine dönüşmüşüm, Yokluğumun havadaki izlenimi, Sözgelimi, karalanmış bir satır, Pişmanlığına açılmayan kapılarda, Azabın gardiyanları, Dalgınlığımdan ayıldığım bu tezekten diyar, İçgüdü zerk edilmiş, renksiz bir kümes, Salyalı, dışlanmış köpekler, Çizip durdukları daireler, Kafamdaki tilkilerin aksine, Yüreğim çelimsiz bir kuş misali, Hayal mi yoksa bir kabusun mu emsaliydim, Rüyalara bakan pencerede, Perdelerin arkasına saklanıp terleyen bir gölgeyim, Sevişmelerin, kavgaların, sonsuz koşuşturmanın pençesinde, Düştüğüm yerde, bütün simaları yiyorum, Kucaklarım, tonlarca hiçlik doluyken, ağır, Kulaklarım artık çığlığıma, yakarışıma sağır, Dişlerimin arası binlerce ima, tavır. |