Lotus’’Abelard hasret için sevdanın türbesi der ve sorar madem öyle neden azalmıyor bir nebze bile olsa sana olan aşkım ’’ Geceleri küçülür ellerim ufaktan hazırım uykuya keyfim çekyatta uyuya kalmış yine epey de özlemişim seni epey den epeyce... Üstelik soğuk nasıl üşüdüyse şehir bulunur tüm denizlerde doğalgaz Kabardıkça kabarır faturalar Biliyorum içim hiç ısınmayacak sarılıp yatmayınca... Küçülmek ufalmaya dair biraz ufalanmaya değil Üstelik sokakların küçülmesi şehri alakadar etmez Büyütmek için sevgiyi yalnızlıktan geçmek gerek Buna şiir denilebilir mi alışkanlıktan söylenir bazen şiirler oysa Alışamamanın şiiridir bu Görünüş kendini yer devrim çocuklarını. Sen seviyorsun diye sevmeyeceğim Fesleğeni benim için her saksı Lotusun beş rengi ve tüm bahçeler sen çünkü gülüşünün doğası sızdı odanın içine Sensiz eksik bir renktir kırmızı Etim kuyuya düşer kuyu kırmızı kuyu delik deşik edecek beni diye değil korkum zira ben ölümlü olduğumuzu bile bile sevdim seni Bana biçilen ömrün kalanını Hades`in beş ırmağına sürseler de ah etmem.. Sorarlarsa Atlas dünyayı sırtında taşıyor Taşımadan bir yüreğin yükünü ellerinde. Bu dünya denen simülasyonun en güçlüsü kimdir diye sorarlarsa bana ne diyeceğim tüm sorgular doğanın bozuk adaletiyle ilintilidir Ve eşitlik istemek Tanrıdan büyük yanılgıdır sevgilim Bozulmuşken adaletin terazisi Aslında pek de iyi değilim ben ki dünyanın ortasında uzanan alacalı bir toplumun sözüm ona ahlakıyla kirleniyor ellerim hiç faydası yok kapandığım kulelerin yaktığım kurşunların kuru sıkı savlarımın Bir tek şiir dindiriyor memlekete dair kırgınlığımı uyursam geçmez bu uyansam geçmez bu seni bir kere öperken kalıyor ya o ikinin hatırı O ikiyi üç için üçü dört için istiyorum senden... |
Şiirlerimin çogunu pasif ettim.metin düzenlemesi yaptıkça açıyorum.
On sekiz yıl sonra iki bin yılında;
Bir gövdede iki kişi gibi,
Lotus çiçeği parkında
Son erecek tortularım..Şiirim
Sevgide Kaldık