Asil Hazine
Gözlerin hâlâ arar, sorar beni, bilirim;
Ararsan nazlı nazlı esen yelde bul beni. Ben ne ezel-ebed ne eski-yeni bilirim; Bir gâye, bir ülküde, bir emelde bul beni. Ömrünce beklediğin hazineni bilirim; Bakma yüksek katlara, gel temelde bul beni. Bil ki göklere kadar yükselen şu ağaçlar, Toprak altındaki bir damla suya muhtaçlar. Onlar bilmeseler de beni bulmaya açlar; Susamışı kandıran sonsuz selde bul beni. Sabret, dinle, atmasın hemen tepenin tası. Şu söylediklerimdir hazine haritası. Sana atan bırakmış, ona onun atası; Çık, Toroslarda yâhut Çamlıbel’de bul beni. Bulursun sularında hazineden birer iz; Kurusa da Aral’ı aslâ unutmayız biz. Bak Tuna, Baykal, Hazar, Akdeniz, Karadeniz, Orhun’da, Selenge’de, Isık Göl’de bul beni. Aslında arayışın, pek zamansız değildir. Şundan emin ol; hiçbir dert dermansız değildir. Sen Türksün, sana hiçbir şey imkânsız değildir; Bak bütün tarihlere! Gün, ay, yılda bul beni. Her yer sayısız gözü yaşlı Türk baba, ana... Ne verir Londra, Paris, şu Moskova, Havana? Mazlum görmek istersen bak Doğu Türkistan’a! Orda göğe yakaran iki elde bul beni. Düşün, yiğitlerin ne için öldüklerini! At kıymetli sanarak bütün bulduklarını. Yüreğinle anlarsın senden olduklarını; O soydaşların ile bütün ol da bul beni. Şimdi dinlediğindir, işte benim hazinen; Sözümdeki mirastır, işte her yere sinen. Gönül eğlendirmekle dolup taşmasın sînen; Aşkta, gülde, bülbülde, her güzelde bul beni. O Urumçi, Hocalı, Kerkük, Ahıska, Kırım... Der mi soysuz insanlık bu zulüme soykırım? Ne tarafa bakarsan oralarda ben varım, Ölüme sürdükleri soğuk yolda bul beni. Göklere kanatlanıp yükseklerden geçmeli; Fırtınaya katlanıp şimşeklerden geçmeli; Bozkırlarda atlanıp tümseklerden geçmeli; Altay’da, Tanrıdağ’da ve Ural’da bul beni. Sanma ki bu yolculuk sırtındaki bir yüktür; Türklüğünün şâhidi hem yerdir hem de göktür. Kıbrıs yavru vatansa bala vatan Kerkük’tür; Bir Altunköprü’de bir Limasol’da bul beni. Senindir Tebriz, Bişkek, Almatı ve Buhara... Fetih günlerindeki gibi bekler Marmara. Azadlıkta Bakü’sün, istiklâlde Ankara... Azmederek yollara düşüp gel de bul beni. Tez çağda o sılaya gönlün varası gelir; Kızıl Elma denen o yüce ilde bul beni. Kardeşin kardeşinden haber sorası gelir; Türkçe konuş, Türkçe yaz, ana dilde bul beni. Bilirim, geleceksin, elbet sırası gelir; Özünü, Türklüğünü bil de bil de bul beni. |
Esenlikle kalın...