MÜSTESNA MISRALARBir sınır telinin, vazgeçilmezliği sende ! Bulutsuz yağmurun, imkansızlığı bende ! Ya da, şafağın beklediği sancısız bir doğum ! Yok işte ! Ben ki, akşamım Sen ki, gece Ardından gelirim/sessizce Yan-yana getirmez zaman Öyle bir acısın ki ; Boğum boğum ! Başkaldırıp gelmişe/geçmişe Uğruna amâd olduğum ! Kül (!) Ateşten miras ! Su (!) Demirden kızgın ! Umut (!) Tükenmeye inat ! Bekle ! Bekle der zerdüşt ! Varsın/kaçsın Yolu, bir gün sana/düşer elbette ! Keşke iki Sessizlik üç Sensizlik kaç hece ? Zamanın ardından tutulan yas Anlatır mı pişmanlığı/yeterince ? Ya da, kevser içilen tas Kırılır mı/sıra bana gelince ? Uyut ! Gel de uyut beni şimdi/koynunda ! Sancısız bir şafak doğuracaksan/ey gece ! Ya da düş yıldızlardan umut Düş/vuçlarıma hece hece Su ateşe kızgın ! Örs çekice Demir neylesin Yüreğin ateş Yüreğim su Gözlerin çekiç Gözlerim örs Aklım demir olmuş Vur ha vur ! İzinde adın kalır Tozunda tadın Bir şekle koyamadan Bedenim erimekte Her vuruşta müstesna Sana eğilmekte İki dağ var aramızda Birinin adı tanrı Diğerinin gâvur ! Hangisini aşmalı sana varmak için ! Varıp da, sen de kalmak ! Kalıp da, senle yanmak için ! İbrahim Önüç |