Kızıl bir sürgün !
Kavgası belirsiz bir fırtına !
Ufuklar toz-duman
Hangi yağmurla iner hayat/toprağa ?
Aklım der, dur !
Mantıksa durma !
Kimseyle işim yok/lakin
Ölüm kokuyor kelimeler
Yoksa, sabır mı defnedilen ?
Ya da, bir bitişin finalinde
Şiirlerim mi/sehpamı tekmeleyen ?

Ey ozan !
Mahirsen eğer ,
Şimdi bana
Devrik cümlelerden bir türkü söyle !
Belki dağılır aklım
Dağılır toz-duman
Barışıp da fırtına
Hasmına verir aman
Ya da
Her neyse

Haydi !

Haydi !
Damlalarından ırmaklar doğuran su !
Yıka beni de !
Ya da ,
Al bir damlanın içine
Yeniden doğayım/dipsiz bir denizinde !

Ve sonra ;
Ve sonra vurup bir kıyına
Güneşle kuruyan göz pınarlarıma ağıt yakıp
And içerim/ağlamamaya !
Ardından bir sevgilinin
Dolanırım belki/ayaklarına ...

Ah günahtan başka herşeyi yıkayan su !
Sorma, dudağımdaki çatlak ne ?
Can veremezsin istesende onlara
Ben ! Acı çekerken çile nöbetlerinde
Nereden bileceksin ?
Kaç şiir idam ettim/kirpiklerimde !...

Küf kokuyor toprak !
Yağ ey yağmur !
Arındır/arsızlığımı
Bir çamur deryasına karışıp gitsin
Bir yetim duasında saklı
Gitmekle/kalmak arasındaki nasipsizlik !
Kaldı ki ben, duyguların yetimi
Duygusuz bir sevdanın esiriyim !
Şimdi gidip
Daha yetim birini bulmalı !
Bulup/duasını almalı !

Dağılmış başaklar
Tam da hasat vaktinde !
Hangi umuda boyun eğmeli ?
Sonsuz bir korku gibi yalnızlık/kalabalıklar içinde !
Gel de ölme ! der içimdeki isyan !
Ya da öl !
Ama değsin/öldüğüne !

Kirpiklerim davacı
Yüreğim davalı
Bense cezasını çekerim
Şimdi gittiğim sürgünde
Bir bir dile gelir
İdam ettiğim şiirlerim !...

İbrahim Önüç