YALNIZLIĞIN RESMİ (Selma Pekşen)
Usumda gizlenen felçli bir el(veda) var
Şairin kaleminden şiirsel bir resim çiziyorum Fırça misali her mürekkep darbesiyle can bulan Siyahın insafına sığıntı, beyazın resmi… Önce; Güneşe gebe kalıyorum geceye aykırı düşüp Ve yırtıyorum, göğümüzü sarmalayan kara kefeni Damağıma sinmiş elma şekeri tadında tebessüme Hasretle ve çığlıksız Dualar sarmalında doğum sancısı Kara bulutları, tırnaklarımla parçalayarak Zoraki bir güneş doğuruyorum. İşte tuvalimin aydınlığı… Ardından Yeni başlayacak hayatı çizmeliyim mısralarla Deli gibi çırpınışlar başlamaz mı? Yaşama kaynağından fışkıran berrak su misali Kaç kışın kuru meşesini bıçkılarım yontarak. Uykusuz geçen gecelere inatla Ayakta dimdik durabilme mücadelesi Ve bir karanlığın, pembe duvaklı gelini gibi Şemsiye oldum siyah kardan koruyarak. Yeşilime beyaz katarak çizdiğim resim Şimdi bir çocuğun suskun gözlerinde gizli Böyle mazlum durma ne olur. Siyah elmas gibi bir çift sukut Alevliyor titreyen ellerimi… Vur diyorum Vur kâğıdın göğsüne kara kalemi Sızlasın onun da göğsü benim gibi… Sızlıyor ya! Resmimin ince fikirli teması Helalinden süt verdiğim damarlar Bir de gözyaşıma karışan kanım sızlıyor. Ayağıma dar gelen eski bir pabuç gibi Şekil buldukça bu ömür resmi Tuvalim dar geliyor. Kalemimden dökülen mısralar sızlıyor… Oysa Ne çok eksiği var. Daha fırça darbesinden mahrum dizelerle Beyaz güvercinler yazacaktım gökyüzüne Ve top oynarken düşen çocuğun Kanayan dizlerini silecektim kalemimle. Küçük bir kedi yavrusu korkacaktı Tırmandığı ulu çınarın dallarına tutsak Kahve telvesinde kısmet uman kızlar, otururken gölgesinde Henüz bitmemişken şairin kaleminde hayat resmi Bu tumturaklı veda sözleri niye? Şimdi bana diyorlar ki; Gecenin gündüz olduğu vakitlerin emeğini Haraç mezat üç kuruşa sat gitsin Zalimin zillet dolu müzayedesinde Kolay mı söyle? Şimdi Karanlığın tenhasında çırpınarak can veren Ölü bir yalnızlık resmi var… Siyahın beyazı ezdiği yüreğimin Usunda gizlenen felçli bir el(veda) var… SELMA PEKŞEN |