Esaret
’’sanki sağ yanımda evvelden
kalma sancılı bir ağrı ’sus’ der gibi..’’ kurulmuş sofralar meydanlarda ateşkes bana bu sevdayı anlat yüzleri kesen paramparça eden ayıbı anlat ağzı küfür, dili balı anlat ey.. kandilerde katranı fitilleyen ey.. evimize yağlı urganı çeken ey.. bizi horantamızdan eden ey.. toprağımda kabili estiren ey.. ebu leheb’den kalan dikenleri yollarıma seren dolmadı mı kursağın yetmedi mi esaretin.. ... tel tel kopmuş anaların saçları bir babanın sırtı hanayların önünde sır’da kayıp.. şimdi.. hangi kuşlarda kanatlanır ruhları. vaktidir artık.. çocukların gözlerinde ki perde inecek o meydana.. ve yine kanatlarını çırpacak o kuşlar.. inecek gökten bulutlar cibril şahitlik edecek.. kutlu peygamber yetişecek an gibi, bir tan vakti adımlarına feda edilecek çok baş! ... vallahi yanmam! billahi acıtmaz! varsın yansın küçük beden’im varsın çalınsın ak’ıma kara bin parça edilsin bedenim *etmesin tek vatanımdan beni cüdâ* (M.A.E) duvarlara çarpa çarpa !!! elbet bir gün buluşacağız.. bir dağın ufuğunda, bel ki bir güneşin yamacında bel ki orada bedir’in arslanları ile.. ... ’’sanki sağ yanımda evvelden kalma sancılı bir boşluk ’gel’ der gibi..’’ Belma. |
Kara yazgımı düştü amansız feryatlarla.
Oysa güneş şimdi ısıtıyor ilikleri.
En muazzam mevsimde böyle daraltan.
Insanlığın kara yüzünü sana gösteren...
Neydi o genç yüreklere yılan zehri akıtıran çatal dilli gelişmiş ülke ülke dernek kurup da gezen.
Sen yanmazsan ben yanmazsam kim yanar birbirimiz için..
Bugün 2 TEMMUZ kanlı sıvasın 37 kişiyi katlettiği yıldönümüdür üstelik.
Işte böyle onlar ki: yaktıkları bedenlerin ateşinde ısınanlardır.
Kal sağlıcakla.