Ateş ve Yol
Uzaklaşıyor gün ve gün
Maziden insan. Çok geride kaldı, Çerden çöpten oyuncakların Mutlu kıldığı yıllar. Hani, kangal ya da deve dikenleri vardır, Ya da hani mis kokulu, Tazecik dalında kurumuş kekikler… Hani şöyle bir kibrit çalıversen, Çatırdayarak yanar, Ve kıvılcımları uçuşurken gökyüzüne, Hani burcu burcu kokar… Kocadıkça çocukluk burnunda, İşte öyle hoş, öyle özlemle kokar. Zirveye yaklaşınca anlıyorsun, Değilmiş yol o kadar uzun, Değilmiş öyle kıvrım kıvrım. Ah dersin, yine kekik, hatta yine diken olsam, Yine saman alevi, yine kıvılcım... Ve başlayınca kavak yelleri esmeye başında, Ne uyuduğunu bilirsin, Ne uyandığını... Sonra ağacın gür bir dalısın, Artık sen de isyankâr, Sen de sevdalısın. Ve öyle deli deli akar ki kanın, Kâh Dumrul olursun Yol kesersin Köprübaşında, Kâh Donkişot olursun, Yel değirmenlerine savaş açarsın En toy, en delişment yaşında. Ne uyutulduğunu bilirsin, Ne uyandırıldığını... Ve bir ateş basar, Benzin dökseler öyle yanmaz için, Acısına çelik bile dayanmaz, Ama yine de sen bitmesin istersin, Yüreğindeki kıpkızıl kor, Yansın istersin için için... Fakat her ateş yakıtı bitince söner. Yine umutlar kül olur, yine hüsran... Parlayıverir hiç ummadığın bir anda, Yine canevinde yeni bir heyecan... Zirveye yaklaşınca anlıyorsun, Devirdiğin çamların, Mis gibi reçine kokusunun değerini. Değilmiş yol o kadar da dik, Değilmiş yokuş çıkmak o kadar da zor. Ah dersin, yine çam, yine dal olsam, Yine ateş, yine kor... Bitmez yollar, Durup dinlenmek de var. Olursun yol boyunda bir ağaca, Sen de, bademe, Ben diyeyim meşeye gövde. Dalların gümrahlaştıkça artar, Beraberinde neşe. ” Oh be hayat ne güzel! ” Demeye gör; Başlarsın birden inişe. Bir de bakmışsın, Yaprakların kurumuş, Dalların bile seni beğenmez olmuş. Sen artık koca bir kütüksün. Sonu görünmüştür yolun Bağlanmıştır elin kolun, Yine ateşler yanar Genzini yakar bu sefer acı bir duman, Sen: “Ah dersin, yine gövde olsam, Yine gümrahlaşsam, Hatta koca bir kütük olsam, Yansam, yansam, yansam... Ve yolun sonunda anlıyorsun ancak Ne kadar kolaysa ateşi yakmak O kadar zormuş yangını söndürmek! İyi ki insanın ermez yaşadıklarına aklı, İyi ki geçmiş açık, Gelecek saklı İşte hayat bu bin ah, Bir oh’ta saklı... Necip Zeybek |